5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesi karşılıksız çek düzenlenmesine sebebiyet verme fiilini suç olarak düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca, çek üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre yasal ibraz süresi içinde ibraz edilen bir çekin karşılıksız çıkması durumunda, çek hamilinin şikayeti ile İcra Ceza Mahkemesi tarafından binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ayrıca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına da hükmedilir.
Yasa maddesinden de anlaşıldığı üzere kanun koyucu ticari hayatta çok sık kullanılan bir kambiyo senedi olan çekin, taraflar arasında güven tesis etmesi ve bu özelliğinin zedelenmesine sebep olacak eylemler bakımından caydırıcı olması amacıyla karşılıksız çek düzenleme fiilini yaptırıma bağlamıştır.
Belirtelim ki, tüm dünyada ve ülkemizde de görülen corona virüs (Covid-19)[1] salgını dolayısıyla alınan bir dizi tedbirler yanında, ticari hayattaki faaliyetlerin mağduriyete yol açmasının önlenmesi adına çeşitli yasal düzenlemelere gidilmiş olup, bu değişikliklerdenden biri de Çek Kanunu’nda yapılmıştır. Buna göre 26.03.2020 tarihli 31080 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de[2] yayınlanan 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 49. maddesi ile 5941 sayılı Çek Kanunu’na Geçici 5. madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5 – (1) 5 inci maddede tanımlanan ve 24/3/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur. Hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısmını üç aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda mahkemece, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir. Hükümlü taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir.
(2) Hükmün infazının durdurulması hâlinde ceza zamanaşımı işlemez.
(3) Bu madde uyarınca infazı durdurulan kişi hakkında mahkemece Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan adlî kontrol tedbirine karar verilebilir.
(4) Bu madde uyarınca verilecek kararlarda, hükmü veren icra ceza mahkemesi yetkilidir. Mahkemece bu madde uyarınca verilecek tüm kararlar alacaklıya tebliğ edilir.
(5) Bu madde uyarınca verilecek kararlara karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. İtirazın incelenmesinde İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirlenen itiraz usulü uygulanır.
(6) Bu madde hükümleri her bir suç için ancak bir kez uygulanabilir.”
Geçici Madde 5’ten Kimler Yararlanabilir?
Maddenin birinci fıkrasında ’24/03/2020 tarihinde kadar işlenen suçtan dolayı mahkum olanlar’ denilmektedir. Burada esasen yasanın lafzı çok açık olmayıp, iki farklı şekilde yorumlanabilir.
Buna göre;
- Birinci ihtimal söz konusu maddenin sadece 24/03/2020 tarihine kadar anılı suçu işlemiş ve hakkında zaten mahkumiyet kararı verilmiş olan hükümlüler için uygulanabileceğidir.
- Diğer ihtimal ise 24/03/2020 tarihinde kadar suçu işlemiş ve hakkında mahkumiyet kararı henüz verilmemiş, yargılaması devam etmekte olan kişiler için de bu maddenin uygulanmasıdır.
Kısacası adı geçen maddeden 24/03/2020 tarihinde kadar karşılıksız çek düzenlenmesine sebebiyet verme suçunu işlemiş ve halihazırda mahkumiyet almış olan kişiler mi, yoksa hakkında mahkumiyet kararı verilip verilmediğine bakılmaksızın 24/03/2020 tarihinde kadar bu suçu işlemiş tüm kişiler mi yararlanabilecektir henüz netlik kazanmamıştır.
Bu konuda bir görüş, yasa koyucunun bu düzenlemeyi corona virüs salgını nedeniyle kapatılan ya da faaliyeti durma noktasına gelen ticari hayat aktörlerinin mağduriyetlerini giderme gayesiyle yürürlüğe koyduğunu belirtirken; değişikliğin ayrıca karşılıksız çek düzenleme suçu hakkında toplumda süre gelen mağduriyetlerin de giderilmesini amaçladığını savunmaktadır. Dolayısıyla suçun 24/03/2020 tarihine kadar işlenmiş olması şartıyla anılı maddenin hem hükümlülere hem de yargılaması devam edenlere uygulanması gerektiğini savunmaktadır.
Bir diğer görüş ise madde metninde ‘mahkum olanlar’ şeklinde ifadenin yer alması nedeniyle bu maddenin dar bir çevreye, yani sadece 24/03/2020 tarihinde kadar anılı suçu işleyip de hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş olanlara uygulanabileceğini, dolayısıyla yargılaması süren davalarda uygulama alanı bulamayacağını savunmaktadır.
Düzenleme henüz yeni olduğundan netleşmemiş olup, ilerleyen günlerde emsal kararlarla birlikte uygulamanın ne yönde şekilleneceği de ortaya çıkacaktır.
Geçici Madde 5 Ne Tür Yenilikler Getiriyor?
Yasanın kimlere uygulanabileceği konusundaki tartışmalı durumu bir kenara bırakarak maddenin hangi konularda değişiklik getirdiğini aşağıda inceleyeceğiz.
Öncelikle 24/03/2020 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek düzenlenmesine sebebiyet verme suçundan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı 26/03/2020 tarihi itibariyle durmaktadır. Bu nedenle de 26/03/2020 tarihi itibariyle hükümlü bulunanların tahliyesine karar verilecektir.
Hükümlü, tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının %10’unu alacaklıya ödemek zorundadır. Bakiye kısım ise iki aylık aralarla on beş eşit taksitle ödenecektir. Ödemelerini bu şekilde yasaya uygun olarak gerçekleştirenler hakkında ceza mahkumiyetinin tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecektir.
Şayet çek bakiyesinin %10’u tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde alacaklıya ödenmezse, alacaklı, hüküm veren mahkemeye şikayet başvurusunda bulunabilecek, mahkeme de infazın devamına karar verecektir. Burada alacaklının şikayette bulunması özellikle yasa maddesinde belirtildiğinden, mahkeme şikayet olmaksızın re’sen infazın devamı yönünde karar veremez. Ayrıca madde metni ‘mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir.’ şeklinde düzenlendiğinden, infazın devamı kararı mahkemenin takdirine bırakılmış değildir.
Hükümlü %10’luk ödemesinin ardından yapacağı on beş eşit taksit ödemesini süresi içinde yapmak zorundadır. Dolayısıyla taksitleri atlama ya da öteleme veyahut eksik ödeme gibi bir seçeneği bulunmamaktadır. Bir defaya mahsus olarak taksidini zamanında ödenmemesi durumunda, bu taksit sürenin sonuna artı bir taksit olarak eklenir. Ancak ikinci defa taksit ödemesinin gereği gibi yapılmaması halinde, yine alacaklının şikayeti üzerine hüküm veren mahkemece infazın devamına karar verilecektir. Burada da yine alacaklının şikayeti bulunmadan mahkeme re’sen işlem yapmayacaktır.
Yeni düzenleme uyarınca hükmün infazının durdurulması halinde ceza zamanaşımı işlemeyecektir. Mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra belli süreler geçmesiyle cezanın infaz edilememesine ceza zamanaşımı denmektedir. Yukarıda izah ettiğimiz üzere, aslında burada hükmedilmiş bir ceza bulunmakta; fakat belli şartlar (ödeme) altında bu ceza infaz edilmemektedir. Burada hükümlünün ödeme koşullarına uyduğu müddet boyunca ceza zamanaşımı işlemez. Dolayısıyla da borçlunun, alacaklının iyiniyetlinden yararlanıp onu oyalayarak ceza zamanaşımını ileri sürüp infazdan kurtulmasının önüne geçilmektedir.
Yine Geçici madde 5’in III. fıkrasında infazı durdurulan kişi hakkında hüküm veren mahkemece adli kontrol tedbirine karar verilebileceği belirtilmiş olup, yasa koyucu burada emredici hüküm koymayıp, konuyu hakimin takdirine bırakmıştır. Dolayısıyla bu maddeye göre infazı durudurulan her kişi hakkında adli kontrol tedbiri uygulanması gerekmemekte olup, bu husus somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından takdir edilecektir.
Bu maddenin uygulamasında, yukarıdaki anlatımlarımızda da belirttiğimiz üzere, mahkumiyet kararını veren icra ceza mahkemesi görevlidir.
Mahkemenin anılı yasa hükmü nedeniyle vereceği kararlara karşı itiraz kanun yolu açık olup, itiraz usulü İcra ve İflas Kanunu’nun 353. maddesine göre yürütülür. Buna göre kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesin olup, istinaf kanun yolu açık değildir.
[1] Corona virüsün yol açtığı hastalık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11/03/2020 tarihinde pandemi olarak ilan edilmiştir. https://www.who.int/dg/speeches/detail/who-director-general-s-opening-remarks-at-the-media-briefing-on-covid-19---11-march-2020
[2] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/03/20200326M1-1.htm